Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Hürriyet

27 Aralık 2012 Perşembe

Beklemek


Bakmayın öyle sekiz harf, üç hece, tek kelime olduğuna... ne anlamlar barındırır içinde... ve ne zor bir kelimedir... hem söyleyen... hemde söyleten için... bekleyen bekler, bekleten bekler...
Beklemek... beklersin elin telefonda... bir ses, bir nefes... şimdi dersin.. ha şimdi... beklersin... gelmez üzülür... gelir sevinirsin... birde ansızın gelenleri vardır, pat diye çalar telefonun.. dünyalar nasıl senin olur ki... gelen zaten dünyan değil midir?...
Beklemek... gözün yollarda, kapılarda... belki dersin, şu yoldan karşıma çıkar.. bugünde burdan gideyim... beklersin çalan her kapı zilinde onu görmeyi... evini dahi bilmediği halde beklersin... açarsın kalırsın öylece... ve beklemek çokda hüzünlü bir şiirdir...
Beklemek... tüm benliğinle, tüm hasretinle... geleceğini bildiğin için beklersin... hasretlerin hasrette... hasret çektiren hasret değil mi?... beklersiniz... birgün dersin.. gelecek... gitmeyecek... o an’ ın heyecanı ile beklersin... ve düşününce nasılda sevinç sarar her yanını.... hayali bile böyle iken... kendisi nasıl olur dersin... ve beklemek çokta güzeldir gelecek olan için...
Beklemek, beklemektir... ve beklemek, bekleyen ile bekleten arasında bir bağdır aslında...
Kimi zaman hüzün olur... kimi zaman sevinç ve heyecan...



Beklemek;
Ağlamaktan yorulan bir çocuğun iç çekişi kadar hüzün vericidir.
Yüreğini yaslayacak birini ararsın. Zaman biraz daha uzar sanki.
Her yeni günü bir öncekiyle aynı yaşarsın.
Yüzünde, o güne kadar ki verilen sözlerden sakladığın bir yorgunluk.
Artık hiç kimseye inanmazsın.

Hiç yorum yok: